Yakın zamana kadar kuşaklar arası iletişim ve çatışma konusu ciddiye alınmaya değer görülmüyordu. Çünkü yerleşmiş görüşe göre iş hayatının sarsılmaz kuralları vardır ve bu kurallara uyan uyar, uymayanlar giderdi. Çalışanın kuşağı gibi bir şey olmaz, şirketin asli bekası kuşaklardan daha önemliydi. 
BB ve X karışımı kuşağın bir temsilcisi olarak bu kuşaklararası iletişim ve çatışma konusuna her zaman üst düzey empati ile bakmaya çalışan birisiyim. Kuşak farklılıklarının ilerideki dönemlerde yönetim bilimin bakış açısını tamamen değiştireceğini ve temel kuralların yeniden yazılacağını düşünüyorum. Şimdi diyebilirsiniz ki bu kuşaklar konusu nedir?
 
Sosyal bilimciler insanların yaş dönemlerine göre ortak bakış açıları ve davranış modelleri olduğundan yola çıkarak belirli kuşak dilimleri oluşturmuşlar. Buna göre;
BB (Baby Boomers): 1945-1965 yılları arasında doğan bu kuşak, mahallede bir komşuları siyah-beyaz televizyon aldığında o komşunun evinde toplanarak dizi seyreden kuşaktı. İhtilalleri, yokluğu, kuyrukları yaşadılar. Kendi kendilerine yaptıkları oyuncaklar ile sokakta oynayarak büyüyen, sadakat duyguları yüksek ve kanaatkâr olan bu kuşak bilgisayar ve teknoloji ile çok sonraları tanıştı. Genelde ilk başladığı işten emekli olan ve kurallara uyan bir kuşaktır.
 
X: 1965-1980 doğumlu X kuşağı BB kuşağına göre biraz daha rahat şartlarda büyüse de, BB kuşağının karakteristik özelliklerinin büyük bölümünü taşımaya devam etti. Kariyer edinme, özverili ve istikrarlı çalışma en önemli özellikleridir. Günümüzde siyasette, ülke yönetiminde ve şirketlerin stratejik konumlarında en etkin görevlerde yer alırlar.
 
Y: 1980-2000 doğumlu Y kuşağı iyi eğitim almış, yabancı dil bilen, en iyi arkadaşı internet olan ve teknolojiye en yatkın kuşaktır. BB ve X kuşağına göre daha fazla sorgulayan, sadakat duygusu şartlara göre değişken, daha fazla motivasyon talep eden özgüvenleri daha gelişken bir kuşaktır. 
 
Z: 2000 yılından sonra doğan ve network çocukları olan bu kuşak sürekli elinde olan tabletinde oyun oynayarak büyüyen, çok hızlı tüketen, konfor talep eden bir kuşak.  Teknoloji onlar için bir lüks değil doğal hayatın bir parçası konumundadır. İnternetin ve telefonun olmadığı bir dönemi hayal edemezler.  
 
Her ne kadar Z kuşağının iş dünyasında bulunmaya henüz yaşı yetmese de, ondan bir önceki kuşak olan Y kuşağının bir bölümü eğitimini tamamlayarak, iş dünyasının farklı kademelerinde gerek girişimci gerekse yönetici olarak ağırlığını hissettirmeye başlıyor. 
 
Çok itaatkâr olmayan, sürekli motive edilmeyi bekleyen, daha rahat çalışmayı talep eden Y kuşağı, iş hayatı ve özel yaşantısını dengelemeye özen gösteren bir yapıya sahip. 
 
Şimdi gelelim şu kuşak çatışmaları konusuna… 
 
Şirketlerimizin yönetim kadroları genellikle BB ve X kuşağı temsilcilerinden oluşur. Bu temsilcilerin, şirketlerimizde işe giren ve çalışan Y kuşağı temsilcileri ile
 
hayata bakış açıları,
yetişme şartları,
kıyafetleri, 
para harcama eğilimleri, 
eğlenme tarzları
ülke gündemine bakış açıları,
dinledikleri müzik
 
ve ekleyebileceğimiz sayısız konuda olan farklılıkları çok aşikârdır. 
 
Gördüğüm şu ki; şirketlerimiz henüz Y kuşağını anlayacak bakış açısına sahip değil ve bunun için özel bir çabası da yok gibi görünüyor.  Donanımlı Y kuşağını işyerinde uzun yıllar mevcut yapılar ile tutabilmek biraz zor. 
 
Önerim, Y kuşağını anlamak, kuşak temsilcilerinin enerji ve sinerjisinden daha fazla katkı sağlamak üzere çaba göstermenizdir.  
 
Başarılı ve bol kazançlı bir ay dileklerimle.