Maslow nerede hata yaptı?
Yıllar önce, işe ilk başladığım yıllarda aldığım yöneticilik ve liderlik eğitimlerinde sıkça tekrarlanan Maslow’un beş basamaklı bir hiyerarşiden oluşan motivasyon teorisini ezberlemiştim. Katıldığım her eğitimde bu teorinin karşımıza çıkması nedeniyle motivasyon konusuna ilgim artmış, Maslow’un şimdilerde artık tercümeleri de bulunan “ A Theory of Human Motivation” isimli kitabını yurtdışından temin ederek bir çırpıda okumuştum.
Motivasyonun babası sayılan Amerikalı Psikolog Abraham Maslow yıllar süren klinik araştırmalarını 1943 yılında yayınlanan kitabında yayınlayarak motivasyon sistematiğini beş basamak ile tarif etmiştir.
1. aşamada insanın yaşamını sürdürmesi için gerekli olan temel ihtiyaçlar vardır. Bunlar nefes alma, beslenme, su içme, uyuma gibi temel yaşam fonksiyonlarıdır. Bunların herhangi birisinde bir eksiklik hissedilmesi 2. aşamaya geçilmesini engelleyecektir. Karnı aç olan birisi için ilk ihtiyaç karnını doyurmaktır ve saygınlık beklentisi hemen hiç yoktur.
2. aşamada ise kişinin kendini güvende hissettirecek bir iş, barınacak bir ev, kendini sağlıklı hissetmesi gibi gereksinimler yer almaktadır. Karnı doymuş ancak kalacak bir yeri olmayan bir kişi 3. aşama motivasyon faktörlerinin dışında kalacaktır.
3. aşama özelliklerine gelince; ilk iki aşamanın oldukça tatmin edilmesi halinde birey artık sevme, sevilme, bir aile kurma, bir topluluğun bireyi olma yönünde çaba göstermeye başlayacaktır.
İlk üç aşamada başarı kaydeden birey 4. aşamada kendine daha üst hedefler koyabilmekte, toplumda saygı görme, kendini ifade etme gereksinimi duymaktadır. Bu ihtiyaçların iş yaşamında görülebilecek karşılığı üst kademe görevler, makam ve unvan, tanınma, saygınlık olabilmektedir.
Son aşama olan 5. aşamada şiir yazmak, beste yapmak, kitap yazmak, rekor denemesinde bulunmak, tarihe iz bırakacak önemli etkinliklerin içinde olmak güdüleyici bir faktör olmaktadır.
Maslow yukarıda tanımladığı beş aşamalı motivasyon sistemine paralel olarak iki özelliği daha vurgulamış ve bu özelliklerin teorisi için tamamlayıcı olduğunu belirtmiştir. Bunlar; öğrenme, bilme, kavrama ve estetik özelliklerdir.
Maslow’un teorisi yıllar boyunca tartışılmış, kendisinden sonra sayısız araştırmacı içinde esin kaynağı olmuştur. İlerleyen yıllarda konu üzerinde çalışan araştırmacı ve uzmanlar özellikle toplam kalitenin tüm dünyada gelişmesi ile elde edilen tecrübeler ışığında Maslow’un efsanevi teorisini çürütecek noktaları yakalamışlardı. Teoriye itirazlar ve karşı tezler sonucu Maslow 1970 yılında teorisini yeniden izah edecek ve destekleyecek açıklamaları yapmak zorunda kalarak bazı itirazların haklılık payı olduğunu itiraf etmişti.
Maslow’a itirazlar şu noktalarda yoğunlaşıyordu.
Aşamalar ardışık bir sırada yer almasına rağmen kişiler bir basamaktan diğer basamağa atlamak için tüm gereksinimleri karşılamak zorunda değildir.
Teori tüm kültürlerde test edilmemiştir. Bir kültürde geçerli olan saygınlık ifadesi başka bir kültürde hiç geçerli olmayabilir. Mesela Avrupa kültüründe saygınlık, iyi bir gelir, önemli bir unvan olarak algılanabilirken ilkel bir kabilede usta bir avcı olmak hala en önemli saygınlık göstergesi sayılmaktadır.
Bir insan tüm aşamalardaki ihtiyaçları aynı anda hissedebilir. Örneğin zor geçinen bir kişi aynı anda bir gruba yüksek düzeyde ait olabilirdi.
İkinci aşamada olan bir kişi bile yüksek hedeflere sahip olabilir ve bu hedefleri peşinde koşabilir.
Aynı zamanda toplumsal ve manevi değerler, duygular bazı durumlarda hiçbir motivasyon faktörüne gerek kalmaksızın kişiyi kendini feda etme noktasına taşıyabilir.
Benim yorumlarıma gelince;
Günümüzde sosyal medya ve dijital teknoloji gelişimi hiç kimsenin tahmin edemeyeceği bir boyuta geldi. Şirketinde kendini ifade edemeyen, görüşleri önemsenmeyen, şirket hakkında “sen ne düşünüyorsun” diye sorulmayan, yöneticisi tarafından başardığı iyi bir iş karşılığı bir “aferin” bile alamayan kişi facebook ve twitter’da kendini ifade etmekte, ekonomiden ülke siyasetine ve spora kadar fikir üreterek sayısız beğeni ile pekala motive olabilmektedir.
Maslow, terorisine olan tüm itirazlara rağmen dünyada iz bırakmış, konu hakkında kendisinden sonra yapılan sayısız çalışmaların önünü açmış, 5. düzeye örnek gösterilebilecek bir kişidir. Bizim için önemli olan elde ettiğimiz doğrular çerçevesinde iş yaşamımıza yansımaları konusu üzerine geniş şekilde düşünerek, çalışanlarımızın, iş arkadaşlarımızın hangi unsurlar ile motive olduğu konusunu ele almak verimliliği artırmanın yollarından birisi. Bu yolun ilk adımı ise motive edeceğimiz kişileri iyi tanımak ve onları motive eden unsurları tanımlamak olacaktır.
İsmail Hakkı KAVURMACI