Kırmızı Çizgiler
Sizler ile “İYİ UYKULAR PATRONUM” kitabımdan önemli gördüğüm bazı bölümleri paylaşmak istiyorum. İsterseniz çıktı alıp panonuza asabilir, isterseniz siz de kendi kırmızı çizgilerinizi ekleyebilirsiniz.
-En değerli çalışanın işten ayrılırken söylediklerini ilk kez duyuyorsak geç kalmışız demektir.
-PUKÖ döngüsünün sadece U (uygulama) kısmını uygulayarak hayatta kalan şirket örneği maalesef tarihte yoktur.
-İşler iyi giderken bir şeyler yapmak zorundayız. En büyük tehlike işler iyi giderken hiçbir şey yapmamaktır.
-“Hepsi çok doğru ama bizim için daha çok erken.” sözünü artık şirketimizden kaldıralım.
-“Yatırımda yakalandık.” sözünü de kaldırıyoruz.
-Toplantı yaparak ortak bilgiyi, ortak karar oluşturmayı kendimize ve şirketimize zaman kaybı görmeyelim.
-Herkesi dinleyelim. (Yağcıları dinlemek buna dahil, arada doğru yönlendirebilecekleri şeyler de çıkabilir.)
-Dost acı söyler. Acı söyleyecek dostlara ihtiyacımız var.
-Bilgiye ve bilgi sahibi insanlara değer vermek zorundayız.
-Eğer paranız varsa boşta duracak tezgâh almak yerine AR-GE departmanı kurun.
-Danışmanlarınız her zaman olsun. Problem değil, bildiklerinizi söylesinler.
-En büyük tehlike her şeyi bildiğimizi zannetmektir. Başımıza gelenler hep bu yüzden.
-“Biz bunları biliyoruz.” sözünü “Bunları nasıl uygularız?” sorusu ile değiştirelim.
-Satın Alma Müdürü yerine siparişi siz veriyorsanız bir yanlışlık var demektir. Üretim Müdürü yerine üretimi yönetiyorsanız durum vahimdir.
-Toplantıya ajandasız gelen yöneticilerinizi uyarmalısınız.
-Yöneticileriniz gece, gündüz ve hafta sonu fabrikada kalıyorlarsa bu işe el atmamız gerekir.
-Çocuklar, gelinler, torunlar ve bil cümle akrabaların şirkette çalışma kurallarını belirlemek üzere en iyi yöntem aile anayasası oluşturmaktır.
-Mümkün ise, çocukların çalışma hayatının başka şirketlerde başlamasını sağlarsanız çok daha iyi olacaktır.
-Şirketinize aldığınız belgeler ile yüzleşin. Hangi katma değerleri sağlıyorsunuz.
-Düzenlenen eğitimlere “Kalıp bağlıyorum, sevkiyatı yetiştirmem lazım, teklif geçiyorum…” mazeretleri ile katılmayan işgüzarların durumunu gözden geçirelim.
-Katılımdan şikâyet etmek yerine önce biz katılalım.
-Şirketiniz üç yıl sonra nerede olmak istiyor? Stratejik hedefler olmazsa olmazdır.
-Kararlarınız eleştirilmeden uygulanıyorsa, yönetme tarzınızda bir problem var demektir.
-Daha fazla baskı ile daha fazla iş çıkacağını zannetmeyin.
-Torunlarınıza anlatacak güzel öyküleriniz olsun.
-Birlikte karar alın. Şirketinizde hemen ortak karar alma mekanizmasını oluşturun.
-Bütün hiyerarşiyi atlayarak size bilgi veren kişileri kibarca hiyerarşiye uyması için uyarın.
-Özgüven kazandırın. Teşekkür edin, motive edin.
-Muhasebe bölümünde çalışan personel sayımızı teknik bölümde çalışan kişi sayısı ile karşılaştıralım.
-Yıllardır aynı işi yapıp, aynı parçaları ölçüp, aynı hataları tespit ediyorsak problem çalışanlarda değildir.
-Kaç çalışanımızın beyninden yararlanıyoruz?
-Şirketinize ilk alacağınız kişi lider özellikli birisi olsun.
-Size ekibini kötüleyen müdürünüz için ne düşünüyorsunuz?
-İnovasyon. Önemini belirtmek için hangi kelimeyi kullanmam gerektiğine karar veremedim.
Mutlu, sağlıklı ve bol kazançlı bir ay dilerim.
İsmail Hakkı Kavurmacı
Yönetim Danışmanı