Şehrin en işlek caddelerinden birisinin köşesinde bir simitçi arabası yer almaktadır.
 
Cadde araç ve yaya trafiği açısından şehrin en yoğunluklu yerlerinden birisidir. Yıllardan bu yana caddenin iki kesişme köşesinde yer alan Simitçi Ahmet sabah 06.30 da satışa başlamakta, gün içinde anlaşmalı olduğu fırından simitleri sıcak olarak gelmekte, öğleden sonra 16.00 da ise işlerini tamamlamaktadır.
 
Ahmet neredeyse cadde ile özdeşleşmiş, sıcak ve taze simitleri ile ünlenmiştir. Cadde üzerinde bulunan işyerlerinde ve binalarda bulunan ofislerde çalışanlar onun yerleşik müşterileridir. Sabahları evinde kahvaltı yapmaya zaman bulamayanlar aldıkları sıcak simit ile çaylarını yudumlayarak kahvaltıyı geçiştirmektedirler. Bunun dışında zaten yoldan geçenlerde satışlarının önemli bir bölümünü oluşturmaktadır.
 
Ahmet akıllı bir girişimcidir. Sürekli müşterilerini isimleri ve kişisel özellikleri ile tanımakta, birkaç gün görünmeyen ve simit almayan müşterilerini akıllı telefonundan arayarak hal hatır sormaktadır. Hafta başı fanatik taraftarlar ile maç yorumu, emekliler ile çıkacak emekli yasasının son durumu, çalışanlar ile ekonomi paylaşımları yapmakta, ilk kez gelen bir müşteriyi ise zamanı müsait ise tanımaya çalışmaktadır. Her müşterisine güler yüzlü davranan ve saygıda kusur etmeyen Ahmet bütün bu özellikleri ile herkesin sevgisini kazanmış, dürüst ve güvenilir bir kişi imajını yerleştirmiştir.
 
Günün son saatlerinde eğer kalan simitleri var ise fakirler ile paylaşıyor olması ona tarifi imkansız bir duygu yaşatmaktadır. Nitekim kendisi de fakir bir ailenin çocuğu olarak büyümüş, fakirlik ve yokluğun ne olduğunu çok iyi bilmektedir.
 
Yıllar içinde artan satışları ile birlikte Ahmet kazandığı paraları bankada biriktirmekte ve sürekli artan birikimi kendine olan güvenini de artırmaktadır.
 
Bir sabah gene işine geldiğinde köşesinde bulunduğu dükkanlardan birisinin kapanmış olduğunu görür. Çantacılık yapan esnaf, uzun süredir işlerini askıya almış, dükkanını geç açan, erken kapatan ve sürekli işlerinden ve müşterilerinden şikayet eden birisiydi. Diğer esnaf ile fazla iletişimi olmadığı için nereye gittiği konusunda kimse fikir sahibi değildi.
 
Ahmet gününü bir gözü boş olan dükkanda olarak geçirir ve dükkanı kiralamak fikrini düşünmeye başlar.  Öyle ya, karda güneşte, sıcakta yağmurda dışarıda olmak yerine müşterilerine bu dükkandan satış yapabilirdi. Zihnini sürekli kurcalayan bu fikrin olgunlaşması ile kararını vererek dükkan sahibi ile görüşmeye karar verir. Cadde üzerinde oluşan olumlu referansları dükkan sahibi için yeterlidir ve şartlar Ahmet içinde karşılanabilir düzeydedir.
 
Ahmet dükkanı kiralar ve birkaç gün içinde biraz maliyetli de olsa içeride yaptığı tefrişat ile artık dükkanı kullanılabilir hale getirir. Tezgahı, masaları, sandalyeleri ile güzel bir görüntüye sahip olan dükkanda bir de çay ocağı kurarak çay servisi de yapabilecek duruma gelinmiştir.
 
Sürekli müşterilerine dükkanı ile ilgili bilgilendirmeleri yapmakta, samimi müşterilerinden övgü dolu sözler duyması hoşuna gitmekte, girişimci cesaretini de artırmaktadır.
 
Ahmet yeni dükkanında hizmet vermeye başlarken, simit arabasını da işler halde tutmaya özen göstermektedir. Çünkü müşterileri onu arabası ile tanımış, sahip olduğu birikimi arabası ile sağlamıştır. Yanına aldığı yeni çırağı araba ile çay ocağı arasında gidip gelmekte, iki kişi daha hızlı servis verebilmektedirler.
 
Ahmet için artık işler daha yolundadır. Sadece simit değil, poğça, kurabiye gibi unlu mamüller ile artan çeşidi cirosunu da büyütmesini sağlamıştır.
 
Yanına aldığı yeni bir kişi ile birlikte üç kişi olan ekipte Ahmet biraz daha işin koordinasyonuna yönelmiştir. Yanında çalışan iki arkadaşını sürekli eğiten ve bilgilendiren Ahmet onlardaki gelişmeden mutlu olmakta, gün geçtikçe işlerini onlara devretmektedir.  Kullanmayı öğrendiği bilgisayarında sosyal medyada reklam ve paylaşımlarını yapmakta, müşterileri ile internet üzerinden sipariş alabilmektedir. Kısa sürede işe aldığı iki çırağı ile binalarda bulunan işyerlerine de siparişler götürülmekte, her sipariş götürülen yerden yeni siparişler alınmaktadır.
 
Bu süreçte Ahmet iş disiplinini bozmadan, rehavete kapılmadan her gün yeni bir enerji ile işine sarılmakta, ekibini motive etmekte, hatalar var ise onları konuşarak ekibinin gelişimini sağlamaktadır. Bu arada kendisini de geliştirmek için her fırsatı değerlendirmekte, konferans ve toplantılara katılarak bilgi ve vizyonunu geliştirmektedir.
 
Ahmet’in işlerindeki son gelişimi görmek için ona uğradığımda; kurduğu fırın ve sevkiyat araçları ile şehirdeki bütün simit arabaları ve kafelere hızlı ve sıcak servis yapan bir organizasyonun başında olduğunu gördüm ve ona ilk yazacağım yazıda hikayesini paylaşma sözü verdim.
 
Sevgili okuyucu. Ahmet’e verdiğim söz ile yaşanmış hikayesini sizler ile paylaştım.
 
Hikayenin mesajı mı?
 
Satır aralarında zaten yer almıyor mu?
 
Sağlıcakla kalın.
 
İsmail Hakkı KAVURMACI